16:38 - TARZAN ZORDA!
19:07 - 1 GÜNLÜK YAS İLAN EDİLDİ
10:09 - “SOYGUN VAR!”
11:05 - BU REZALETİN SAHİBİ BELEDİYE!
10:36 - EMNİYET VE JANDARMA GÖZ AÇTIRMIYOR
10:08 - “ADİL DÜZEN YENİDEN İNŞA EDİLECEK”
14:55 - KOMİSYON RESMİ DİLEKÇE SUNACAK
14:41 - KARNELERİNİ DAĞITTI
10:41 - İSİMLER BELLİ!
10:38 - 38 BİN 500 ÖĞÜN YEMEK
Türkiye Kamu-Sen il Başkanı ve Türk Büro-Sen Zonguldak Şube Başkanı kadir Bacıoğlu, 1 Ağustos tarihinde başlayacak olan Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri öncesinde Kamu-Sen’in taleplerini içeren basın açıklaması yaptı.
Kamu çalışanlarının artan enflasyon karşısında maaşlarının eridiğini belirten Kadir Bacıoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi.
“2013 YILINDA 1049 DOLAR OLAN ORTALAMA MEMUR MAAŞI 710 DOLARA DÜŞTÜ”
“Bilindiği gibi kamu görevlilerinin ve emeklilerinin 2020-2021 yıllarında alacakları maaş zamlarının, sosyal ve özlük haklarının belirleneceği 5. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri 1 Ağustos Perşembe günü başlayacaktır.
Türkiye Kamu-Sen, 2020 ve 2021 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşme süreciyle ilgili olarak çalışmalarını tamamlamıştır.
Toplu sözleşme görüşmeleri, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin bir kangrene dönüşmüş bulunan sorunlarının çözülebileceği tek yerdir. Artan enflasyonu, düşen alım gücünü, eriyen maaşları bir kenara bırakıp masaya tek başına oturmayı talep ederek pazarlıkları sulandırma gayretine düşmüşlerdir.
Kamu görevlilerinin ve emeklilerin eriyen maaşları için bir şeyler yapmaya cesaret bulamayanlar, dayanışma aidatı talebini toplu sözleşmenin odağına oturtarak yalnızca kendi kasalarını doldurma peşinde koştuklarını da bir anlamda itiraf etmektedirler.
Biz sesimizi kısma, memurlarımızın geniş anlamda temsil edilmesini engelleme arzusunda olanlara rağmen üzerimize düşen görevi yerine getirecek ve kamu görevlilerinin haklarını bütün imkânlarıyla korumaya ve geliştirmeye çalışacağız.
Türkiye Kamu-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en önemli talebimiz, kamu görevlilerinin hakkı olan toplu sözleşmenin, grev ve siyasete katılma ile birlikte kullanılabilmesi ve uluslararası ölçekte bir toplu sözleşme sistemine geçilmesi yönündedir. Bunun sağlanabilmesi için de genel toplu sözleşme görüşmeleri ile hizmet kolu toplu sözleşmeleri birbirinden ayrılmalı, farklı zaman ve zeminlerde gerçekleştirilmeli, bu yolla sendikaların gerçekleştirdiği hizmet kolu toplu sözleşmeleri daha etkin hale getirilmelidir.
Yıllardır, vatandaşlarımızın zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir.
Geçtiğimiz dönem imzalanan toplu sözleşme gereği 2018 yılı için memurlara %4+3,5 zam yapılmıştı.
Enflasyon farkı da eklendiğinde memurlara geçen yıl toplam %14,8 zam yapıldı ama enflasyon %20,3 oldu. Dolayısıyla resmi enflasyona göre bile 2018 yılında memur maaşları %5,5 eridi. Sonradan ödenen enflasyon farkı ise erimeyi durdurmak yerine geçici bir çözüm olmaktadır.
Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu ortadadır.
2013 yılında 1049 dolar olan ortalama memur maaşı 710 dolara düştü; memur maaşı aylık 339 dolar eridi. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 9,7’ye geriledi.
Sadece 2018 yılında 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam bin 32 lira artarken memur maaşındaki artış enflasyon farkı da dahil aylık ortalama 441 lirada kaldı. Aile bütçesi 2018’de AYLIK %17,3 eridi.
Demokrasilerde sivil toplum örgütleri hayati önem taşımaktadır. Ülkemizde demokrasinin mümkün olan en geniş anlamıyla yerleşmesi için, toplumun karar alma sürecine dâhil edilmesi zorunludur. Sivil toplum örgütlerinin varlık nedeni budur. Daha fazla demokrasi için başta sendikalar olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının etkinliğinin artırılması, karar alma sürecine dâhil edilmesi ve yönetişim anlayışının geliştirilmesi için daha fazla gayret göstermelidir. Çalışanlara, masa başında hazırlanan enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yapıldıktan sonra çalışanların ve vatandaşların gerçek enflasyon karşısında kaderiyle baş başa bırakılması kabul edilemez.
Biz ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Amacımız kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmaktır. OECD ülkeleri içinde en zengin kesimle en yoksul kesim arasındaki uçurumun en büyük olduğu, gelir dağılımının en bozuk olduğu, yoksulluk oranının en yüksek olduğu ülke konumundan kurtulmak istiyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin tamamını bilimsel ve ekonomik gerekçelere dayandırıyoruz. Bugüne kadar dayanağı olmayan, toplumsal geçerliliği bulunmayan hiçbir talebi toplumumuzun gündemine taşımadık. Son yıllarda, Devletin asli ve sürekli görevlerinin Anayasaya ve kanunlara aykırı bir şekilde kadrosuz personel eliyle sağlandığı, sözleşmeli, geçici, vekil gibi sıfatlar altında güvencesiz istihdamın alabildiğine arttığı görülmektedir.
Konfederasyon olarak öncelikli talebimiz, 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin “B” fıkrası uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel ile vekil ebe, hemşire, imam, aile sağlığı merkezlerinde görev yapan kamu dışı sağlık personeli ve usta öğreticilerin memur kadrolarına geçirilmesidir.
Kamuda istihdam yapısını değiştiren, iş güvencesini yok eden 4-B statüsünde personel çalıştırma, vekil ebe, vekil imam gibi esnek ve güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmelidir.
Malum konfederasyonun bundan önceki toplu sözleşme maceraları her dönem memur ve emeklilerimizin 730 gününü çalmakta, emeklerini heba etmekte, hayallerini yıkmaktadır. Türkiye Kamu-Sen olarak, “Geçmiş döneme ilişkin hesap kapanmadan yeni dönemin hesabına bakılmamalıdır.” diyoruz. Bu nedenle 2020 ve 2021 yıllarının maaş zammı belirlenmeden önce, geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, toplu sözleşme fiyaskolarının yaralarının sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istiyoruz. Bu kaybın yalnızca 2018 yılı için 600 TL olduğunu ifade etmiştik.
Biz de geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bu kaybımıza mahsuben taban aylığa seyyanen net 600 TL telafi artışı istiyoruz.
Taban aylığa yapılmasını istediğimiz net 600 TL artıştan sonra 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin taleplerimizi ise şu şekilde ifade edebiliriz:
Mali taleplerimizin karşılanması durumunda;
Ayrıca;
Yılda iki kez dini bayramlar öncesinde tüm kamu görevlilerine de “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz.
Geçtiğimiz yıl verilen sözlere uygun olarak bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele de ek gösterge verilsin diyoruz.
Bunun yanında;
Elbette taleplerimiz bunlarla sınırlı değil, hizmet kolları itibarı ile kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözecek önerilerimiz, genel merkezimizin hazırladığı çalışmada mevcut bulunmaktadır.
Kısaca genel bir değerlendirme yaparak, özetlemeye çalıştığım taleplerimizin karşılanması, memurlarımızın biriken sorunlarının çözülmesi için büyük bir adım olacaktır. Taleplerimiz, geçerli temellere dayanan, son derece makul ve karşılanabilir bir şekilde hazırlanmıştır. Gereken ciddiyet ve azim gösterildiğinde, tüm taleplerimizin karşılanacağından eminiz. Taleplerimizin karşılanmaması için tek engel, ekonomik tercihler ve yetkilendirilmiş sözde sendikaların masa başında siyasiler karşısında teslim bayrağını çekerek, bir yerlerden gelen talimatlara uyması olacaktır. Kamu görevlilerinin hakları için verilecek her türlü yasal mücadelede, yetkili konfederasyonun sonuna kadar arkasında ve destekçisi olacağız.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak kanunların bizlere tanıdığı yetkiler ölçüsünde, kamu görevlilerinin masa başı oyunlarla haklarının gasp edilmesinin önüne geçmek için elimizden geleni yapmaktan geri durmayacağız. Memurları masada satmaya kalkan olursa, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da onların ipliğini pazara çıkarmak bizim asli görevimizdir. Tüm kamu çalışanlarının beklentilerine cevap vermesi umuduyla, toplu pazarlık sürecinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”