Ülkemizde son günlerde büyük afetler yaşanırken, Zonguldak’ımızda çözüm bekleyen birçok sorunlar varken birileri yine yırtık dondan çıkar gibi piyasaya çıkıp “şovenistliğe” Doğu Karadeniz düşmanlığına başladılar.

Bu zavallılar Zonguldak’ımıza bakmıyorlar mı?

Bürokraside atamalar yapılırken, memleketlerine göre mi atama yapılıyor?

Bürokraside atanan müdürlerden, amirlerden işe alınan insanlar Zonguldak’ın yerlisi olunca ses yok, ne zaman bir Doğu Karadenizli bir kişi atanınca birileri o müdürleri karalamak için gerek medyayı, gerekse kamuoyunda karalama kampanyasına başlıyorlar.

Kurumlara alınan ürünler Zonguldak esnafından alınıyorsa, Zonguldaklı olunca “helal” ama Doğu Karadeniz’li olunca “haram” oluyor. Ama senelerce TTK’ya, Belediyelere, Özel İdare’ye hayali fatura kesip de devleti çalarken ses seda yoktu.

Devlete Elma yerine Armut faturaları keserken paraları, cukkaları cebe indirirken kurumlardaki bazı yetkililere yüzde 20’lere verilen kıyak para güzeldi.

Hala bazı kurumlarda alımlara bakan beyler; bazı esnaflardan alınan ürünlerde acaba yüzde kaç komisyonlar alınıyor?

Bu ürünler Zonguldaklı esnaflardan alınırsa sorun yok, Karadenizli olursa yaygaralar başlıyor.

Beyzadeler; sizler şovenistlik yapacağınıza kurumlara atananların vatandaşlara davranışlarına bakın.

İlinize yaptıkları iyi veya kötü işlerin hangisini yaptıklarına bakın.

Bırakın memleketinin neresi olduğunu!

Devletine, milletine hizmet ediyorsa gerisi teferruattır.

Karadeniz düşmanlığı yapıp, şovenistliği ön planda tutan birçok insan bilirim. Allah’ım öyle büyük ki şüphe yoktur çoluk çocukları büyüyünce ya damatları, ya da gelinleri Karadeniz’li oluyor. Torunlarının nüfuslarında Trabzon, Rize, Giresun, Artvin yazıyor.

Hiçbir zaman büyük konuşmayacaksın!

İşin en acı olanı nedir bilir misin;

Karadeniz’lilerin Lazı, Kürdü, Kıvırcığı diye bir ayrım yapmazlar ama bazı Karadenizliler de bu şovenistlik yapan şantajcılara, Zonguldak’ı sömüren kişilere her zaman maddi, manevi destekler sağlayan bazı iş insanları da ilimizde mevcut.

Bunların muhbirlikleri de cabası.

***

VALİ MUSTAFA TUTULMAZ

Son günlerde bazı basın yayınlarında yaygaralar koparılıyor.

Kendi aralarındaki çirkin yazışmalar ayyuka çıktı.

Gerek Zonguldak halkı, gerekse yerel basını, gazeteleri okuyan insanlar artık haber yerine çirkin sözlerden, ağır ithamlardan bıktı.

Birçok kişi artık Zonguldak medyasına ne güveni kaldı, ne de inancı kaldı.

Devletin bürokrasisine, memuruna, savcısına, valisine, kaymakamına görevlerini öğretmek insanların özel hayatlarına, yatak odalarına kadar yazan bu kişilere kim dur diyecek?

Bu Zonguldak basınından kimler geldi geçti.

Kime ne kaldı.

Kalan tek şey namı oldu.

“Kimilerine küfür, kimilerine Allah razı olsun iyi insandı” diyorlar.

Kişiler namı ile anılır.

Türkiye’nin hiçbir ilinde, ilçesinde bu kadar kirli bir medya sahipleri yoktur.

Son zamanlarda haber yerine birilerinin özel hayatlarını manşetlere, köşelerine taşımaktan zevk alan, kendilerini dev aynasında görenlerin şehri olmuş Zonguldak.

Başta Sayın Valim; Sizler devleti, dolayısı ile Zonguldak’ın en yetkilisi Valisiniz.

Bu devlet arkanızda, sizler bu çirkinliğe, bu şantajcılığa niye dur demiyorsunuz.

Ben 25 senedir gazete sahibiyim, bu çirkinlikleri gördükçe Zonguldak medyasının artık kişilere haber değil, kendilerine çıkar sağlamak için kalemlerini kullanıyorlar.

Siz başta Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz; Artık ne zaman bu basını kirlileştirenlere devletin gücünü göstereceksiniz.

Devlete hesap sorulmaz, tehdit edilmez.

Devlet hesap sorar.

Devlet Ahmet, Mehmet diye bakmaz.

Kim görevlerini kötüye kullanırsa gereğini yapar.

Sayın Valim; Artık devletin yumruğunu vurun masaya.

Bu tür medya sahiplerine, bu tür yazı yazanlar acaba kendi önlerindeki çamurlardan, geçmişlerinden hiç mi haberleri yok!