Son günlerde doların tavan yapması, doğalgaza bir senede yüzde 100’lere, mazota, elektriğe gelen zamlar piyasadaki tüm ürünlerdeki fiyatları yüzde 200’ere varan artışa neden oldu.

Milletin alım gücü sıfıra düştü, piyasalardaki fırsatçılar dolara, mazota, doğalgaza gelen zamları kendi lehlerine çevirmesini iyi bildiler.

Ülkede hükümetin şeker pancarı üreticilerine verdiği zam şartlıydı. Üretici ürettiği şekeri piyasaya zamlı fiyat uygulamayacaktı ama tam tersi oldu. Üreticiden mal alan toptancılar şekerleri zamlı alıp stokçuluğa başlayınca şeker bir anda piyasadan kayboldu ve şekere bir ayda yüzde 70 zam geldi. Büyük marketlerde şeker yok.

Büyük marketlere gelen 5 kg.lık Ayçiçek yağları bir saatte bitiyor. Artık büyük fabrikalar ürünleri bir kg veya 100’er gram azaltarak ürünleri paketleyip satmaya başladılar. Bu da fabrikaların vatandaşa fiyatlarda ucuzluk adı altında kandırma yöntemi oldu.

İnşaat malzemeleri, temizlik ürünleri ve plastik sektörü hepten uçtu. Fabrikalar son zamanlarda müşterilerine vadeyle mal satarlardı, şimdi peşin fiyatına bile mal vermiyorlar. Fabrikalarında durduğu yerde para kazanıyor.

Sonuçta tüm sektör durma noktasına gelirken, birileri holdingler para kazanmaya başladı.

Eskiden alt tabaka, orta tabaka ve üst tabaka varken, şimdi alt ve üst tabaka kaldı, orta tabaka kayboldu.

Küçük esnaf bitti, millet bankaların kıskacına takıldı. Yılbaşına kadar mazot, benzin, elektrik, doğalgaza gelecek zamları, doların 12 TL’yi bulacağını konuşurken, vatandaşın evine getireceği 3 ekmek, 2 kilo peynir, yağdan, şekerden nasıl bir lira daha ucuz alırımın hesaplarını yaparken, fırsatçılar “nasıl milletin sırtından daha fazla para kazanırımın” hesaplarını yaparken, hükümet bu konularda hala sessizliğini koruyor. İhracatın son zamanlarda artması sevindirici ama ithalatın da 2 kat fazla artması bizim ülkemizin üretime dayalı politikalarından vazgeçmesidir. Tarım ülkesi olan Türkiye ihracattan, ithalata yönelirse ham maddeler dışarıdan gelirse dolar arttıkça her şey de zamlı gelecektir.