Bugün Zonguldak’ımızın günahı ve sevaplarından bahsedelim.

Son 18 yıldır Zonguldak’ımıza çivi çakılmadı.

Hiçbir yatırım yapılmadı, üretime dayalı hiçbir fabrika açılmadı.

Artan işsizliğe çare bulunamadı.

Senelerce bir TTK deyip geçtiler.

TTK 50 bin işçiden 7 bin 400 işçiye düşünce Zonguldak ekonomisi tamamen küçüldü.

Zonguldak insanı iş için diğer illere gitti.

TTK küçülünce kömür üretimi de dolayısı ile çok düştü.

Zonguldak Türkiye’nin yer altı madenciliğinde bir numara iken, Türkiye’nin ağır sanayisine kömür satarken, şimdi Zonguldak yurt dışından kömür ithal eden bir şehir haline geldi.

Devletin okulları Zonguldak kömürü dururken dışarıdan ithal edilen daha yüksek fiyata kömür alarak Zonguldak okullarına kömür dağıtıldı.

Son zamanlarda TTK Zonguldak’ta enerji sektöründeki Eren Holding ve ÇATES’e kömür veremiyor ve yurt dışından Zonguldak’a kömür getiriyorlar.

Oysa TTK’nın maden ocaklarında 150 yıllık, dünyanın en verimli kömürleri yatıyor.

TTK’ya yatırım yapılsa en az 5000 işçi alınsa TTK yönetimi de işi bilen kişilerden oluşursa TTK yine eski günlerine geri döndürülür.

Suç kimde;

Siyasilerde Oda başkanlarında, kitle örgütlerinde, iktidar ve muhalefet partilerinin milletvekillerinde.

Hükümetten istemediler ki, isteselerdi TTK ve Zonguldak bu hale düşmezdi.

Sonuçta kömür kenti dışarıdan kömür ithal eden bir şehir haline geldi.

***

Gelelim sevaplarına;

Son iki senedir şehirde bir kıpırdanmalar başladı.

Zonguldak-Kilimli güzergahı Mithatpaşa tünellerinde açılışına çok az bir zaman kaldı.

Her halde açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek.

Sahil projesi, Uzun Mehmet Camiisi zaten şehre ayrı bir görüntü verdi.

Tabii ki karın doyurmuyor.

Şehrin alt yapı çalışmaları, yollar yapılmaya başlandı.

Bunlar gecikmiş hizmetlerdi.

En önemlisi de turizm elçiliğimize soyunan bir zat-ı muhterem hem eşini aldatıyor, bir TV programına katılıyor utanmadan Zonguldak kestane balının reklamını yapıyor.

İşte Zonguldak’ımızın düştüğü hallere bakın.

Ya cinayet, ya taciz, ya da sapıklıkla ulusal medyaya düşüp şehrimizi Türkiye’nin önünde küçük düşürüyorlar.

İyi bir şeyler yapmak isteyenlere de şehrin çokbilmiş bazı medya ve kişiler köstek olmaya çalışıyorlar.

Bir medyamız var ki evlere şenlik.

Hırsızı, arsızı, sapıkları bazen öve öve bitiremiyorlar.

Şehrin çivisi çıkmış çivileri yerine çakacak baba yiğitlere ihtiyacı var bu şehrin.

***

SİYASİ PARTİLER

Türkiye genelinde olduğu gibi Zonguldak’ta da siyasi partilerde şu aralar bir hareketlilik var.

Transferler başladı.

Bazı partilerde görev yapan kişiler partilerini terk ederek başka partilerde başkan ve yönetici olmanın peşine düşmüşler.

Sorduğun zaman, “Benim kanım şöyle akar, partimin neferiyim” derler ama koltuk olunca kırmızı akan kanları birden yeşile dönebiliyor.

Hani dava, hani ahde vefa.

Hepsi faso fiso.

Şu zamanlarda koltuk her şeyin üstünde oluyor.

Kamuoyunda “başkanım” diyecekler ya!

Bakıyorum da ufukta seçim görünüyor.

Şimdiden öyle isimlerin vekillik, belediye başkanlığına adlarını gündeme getirmek istiyorlar ki gülersiniz.

Vekillikler de, başkanlıklar da ayağa düşmüş.

Son zamanlarda siyasi partilerde kaşarların savaşı başladı. Hele hele Türkiye’nin en iyi kaşarlarıyla meşhur Kars kaşarı olarak kamuoyunda bilinir.

Bazı partiler seçim yaklaşıyor ya, bünyelerine kaşarları alıp seçimlerde ikramlarda bulunacaklar her halde.

***

KIRBAÇ MODA OLDU

Namı değer Sayın Avukat Beye son zamanlarda kırbaç dayanmıyor.

Özel toplantılarında guruplarda kırbacı çok kullandırıyor.

Eskiden arap ülkelerinde zina suçlarında milletin önünde ceza olsun diye kadına kırbaç vurulurdu.

Bizim avukatta sarayında özel toplantılarda grup toplantılarında oturumları kırbaçla açıyormuş.

Kırbaçla fantezi hastalığı var. Sayın avukatta meşhur parizyen kilotlu çoraplar çıkmış guruplarda onunla uygulama reklamlarını yapıyor muş. Sayın avukat bey bir ara gurupta trafik karışmış, karambol olmuş. Karambolde sayın avukat bir yerleri acıyınca  çok bağırmış ve bir…….?na tokadı çakmış.

Sana hayat güzel sayın avukat.