10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Bu günde;  Cumhurbaşkanı’ndan, milletvekillerine, Vali’sinden tüm bürokratlara, iş insanlarına kadar herkes 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlar.

Gazeteciler cemiyetlerini ziyaret eder, kahvaltı, yemek verirler ve kutlamalar şöyle başlar;

“Demokrasinin olmazsa olmazı, ilkeli ve tarafsız bir şekilde görevlerini yerine getiren, büyük özverilerle çalışan basın emekçilerinin gününü kutlarım”

Buraya kadar güzel.

Hükümet yetkililerine şimdi soruyorum;

Basın tarafsız mı?

Basına ne kadar destek var?

Bu ekonomik şartlarda gerçek tarafsız basın nasıl ayakta duruyor?

Eskiden basından bir kısmı sol, bir kısmı da sağ partileri savunurdu.

Şimdiki basına bakıyorsun yandaş basın, muhalefet basın.

Demokrasi var mı? Demokrasiyi savunan var mı?

Ülkede olup bitenleri, talanı, hırsızlıkları, koltuklarını millet için değil, kendi çıkarları için kullananları yazabiliyor mu?

Basın yazamaz, yazanlar da ceremesini çekiyor.

Kalemini, TV ekranlarını devleti, halkı için kullanan gazeteci bugün yüzde 20’lerde. Yüzde 80’ler ise çıkarları için kullanıyor.

Eskilerde basının, gazetecilerin bir ağırlığı vardı.

Sarı basın kartı olanların birçok hakları vardı.

Bugün bakıyorsun; Gazetecilik sıradan bir meslek haline gelmiş durumda.

10 Ocak Pazartesi günü Sayın Valimiz basına Dedeman Otel’de bir kahvaltı verdi.

Ben ilk defa birlik ve beraberlik gördüm.

Başta Sayın Valimiz, AK Parti milletvekilleri, Zonguldak Belediye Başkanı, AK Parti ve MHP il başkanı, bazı daire müdürleri de kahvaltıdaydı.

Her zaman olduğu gibi yemek ve kahvaltı olunca sayısı 100’ü aşan gazeteci ama haber olunca 3-5 gazeteciyi geçmeyen basın habere giden 3-5 gazetecinin haberini çalıp gazetelerinde haber yapan sözde gazeteciler, gazetesi olmayan internet habercileri kahvaltıda.

Sayın Valimiz Zonguldak için yapılan ve yapılacak hizmet ve yatırımlardan bahsetti çok güzel şeyler söyledi.  

Son zamanlarda, 20 senedir yapılmayan hizmetler bir nebze olsun yapılmaya başlandı. Şehrimiz için insanlarımız için güzel bir gelişme.

***

Kahvaltıda bir husus dikkatimi çekti.

Siyasi partilerden sadece AK Parti il Başkanı Zeki Tosun ve MHP il Başkanı Varol Demirköse varken, diğer siyasi partilerden il başkanı yoktu.

Benim dikkatimi çekti ve muhalefet milletvekillerinden ve il başkanlarından bazı isimleri aradım “Niye kahvaltıda yoktunuz” dedim.

Aldığım cevap; “Bizler davet edilmedik ama bizler siyasi partiler olarak bugün gazetecilerin hem cemiyetlerini, hem de derneklerini ziyaret edeceğiz” dediler.

Bence bu kahvaltıda tüm siyasi parti temsilcileri olmalıydı.

Ayrım yapılmamalıydı.

Bu şehrimize, Perşembe günü Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gelecek. 15 gün önce de Gelecek Partisi Genel başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu geldi. 22 Ocak’ta da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek.

Cumhurbaşkanı ile birçok Bakan, Genel müdürler gelecek. Zonguldak için çok güzel bir gelişme.

Gelen her hükümet yetkilisi veyahut muhalefet partileri milletvekili veyahut yetkilileri şehrimize gelmeleri bizim için hizmettir. Aştır, iştir, yatırımdır.

Ne demiş atalarımız;

“Ölü rahmet görsün de ister sağdan, ister soldan olsun”

İşte şehrimize gelenlerin buradaki başta Sayın Valimiz, milletvekillerimiz şehrin sorunlarını yetkililere iletip çözüm isterler.

Senelerce siyasetçilerimiz Ankara’dan bir şey istemedikleri için bu şehir 81 ilin en geri kalmış şehri durumunda. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Zonguldak’a gelecek.

Başta Zonguldak’taki yeni yapılan tünellerin açılışını yapacak. Birçok yapımı devam eden eserlere yenilerini eklemek için Sayın milletvekillerinden, Belediye Başkanı ve Sayın valimizden bilgi alacaktır.

Eminim ki, tüm Zonguldaklı insanın beklediği TTK’ya işçi alımı ve Rödevans saha sahiplerinin birçok sıkıntılarının çözümünde inşallah müjde verecektir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar, milletvekilleri tüm siyasi parti Genel başkanları her gün, her ay gelse Zonguldak hizmet görür iş, aş sahibi olur.

Sanayi sektörü, fabrikalar açılır şehrin ekonomisi düzelir ve Zonguldak eski 1980’li günlerine geri döner.

Gelenden zarar gelmez, daima gidenden zarar gelir.