Zonguldak’ta son zamanlarda herkes bir şeylerin peşinde koştururken bazı insanları, siyasetçileri ve sendikacıları karalama kampanyasına başladılar.

Zonguldak’ta çözüm bekleyen o kadar çok sorun var ki, onlardan bahseden yok.

Seçimlere bir seneden fazla bir zaman varken, şimdiden başta AK Parti ve diğer TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerde hem milletvekilliği, hem de Belediye Başkanlığı için kulisler hızlanmış durumda.

Zonguldak’ta AK Parti 3 ve CHP 2 milletvekili var.

2023 Haziran ayında yapılacak genel seçimlerde acaba mevcut şu anki milletvekillerinden kaçı seçilecek bir liste de olur?

Bence yüzde 90’ı listelerde olmaz.

Çünkü hem AK Parti’de, hem de CHP’de parti teşkilatları karma karışık.

Herkes önce il ve ilçe başkanı, sonra da milletvekili olmanın peşindeler.

Şu an beraber gözüken siyasetçiler aslında hiçbiri birbirlerini sevmezler.

Tek sevdikleri şu an hepsi birbirlerine muhtaçlar.

Gerçek yüzlerini seçimlere yakın gösterirler.

Geçmişe bir bakalım;

Şu anki AK Parti ve CHP milletvekilleri, Belediye başkanları listeler yapılırken hatta listeler belli olduktan sonra seçimlerde hem Belediye başkanlığında, hem de milletvekilliğinde birileri seçilmemesi için partilerine oy vermediler.

Bazı mekanlarda yapılan kulislere ben şahidim.

Bu siyasetçiler bir tek Cumhurbaşkanlığı seçiminde partilerinin adayına tam destek verdiler. Dün Feto’nun saflarında olanlar 15 Temmuz öncesi ve sonrası birden Fetö düşmanlığına baladılar. İtirafçı olmadılar mı?

Koltuk, mevki, makam, ticaret uğruna her zaman beraber olduğu insanlara Fetö yakıştırması yapıp birçok insanı suçsuz yere işlerinden, aşlarından, memuriyetten, siyasetten yok etmediler mi? Hem Fetöcü olup ama bir yerlerden güçlü olanlar bugün hem siyasette, hem ticarette, hem de bürokraside en iyi makam ve mevkilerde değiller mi?

15 Temmuz’da meydanlarda en ön saflarda Fetöcü olanlar yok muydu?

Birileri bazı siyasetçileri, bazı iş insanları, memurları para verip, kalemi satılık olan bazı gazetecilere yazdırmadılar mı?

Yazdırdılar.

Hala da yazdırıyorlar!

Hele seçimler bir yaklaşsın, her kesimden sözde Fetöcüleri temizlediler ama ne hikmetse siyasi ayaklarına hiç dokunulmadı.

Zonguldak’ta Fetönün önde gelen bürokrasi ayaklarından bazıları şu an devletin en güzel makam ve mevki, siyasi yerlerinde.

Ne oldu itirafçı yakın arkadaşlarını bir çırpıda Fetöcü olarak ihbar ettiler. Sendikalarda böyle olmadı mı.

AK Parti iktidara geldi, yeni yeni sendikalar kuruldu. En önemlisi Memur-Sen iktidara yakınlığı ile bilinir.

Kurulduktan sonra birçok memur, işçi işlerinden olmamak için başka sendikalardan istifa ettirilmediler. Sendikacıların üyelerini çoğaltıp Ankara’da güçlü olmaktır.

En büyük söz sahibi konuma gelmektir ama bazı insanlar da hükümete yakın sendikalara üye olup en güzel mevki ve makamlara gelmediler mi, geldiler.

Sonra bununla da yetinmeyip en yükseklere çıkmak istediler, olmayınca  çok sevdiği Memur-Sen’den bir çırpıda istifa edip yeni kurulan Anadolu Sağlık-Sen saflarına katılmadılar mı?

Bunlardan bir tanesi de, zamanın Memur-Sen üyesi, devletin en hızlı yükselen memurlarından olan

Mustafa Üke öyle makamlara geldi ki, Çankırı’da görev yaptı, İzmit Kocaeli’nde Sağlık Müdür muavinliği yaptı. Ankara’da Bakanlıkta Şube Müdürlüğü, Zonguldak’a tayini çıkınca Atatürk Devlet Hastanesi Müdür yardımcılığı görevinden sonra Sağlık Bakanlığı’nda, Sağlık Müdürlüğü yerine kurulan Kamu Hastaneleri Birliği Mali İşler Daire Başkanlığı’na nasıl geldi.

Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen’in desteği ile o koltuğa oturdu.

Astığı astık, kestiği kestikdi.

Bununla da yetinmeyip Kamu Hastaneleri Mali İşleri Daire Başkanlığı görevine başka bir isim gelirken, Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen başkanının sayesinde o koltuğa oturmadı mı?

Sonra ne oldu.

Ona destek veren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş beyin koltuğuna göz dikti ve başkan olmak istedi, olamayınca koltuklar birden altından uçup gitti.

Şimdi yeni kurulan Anadolu Sağlık-Sen saflarında ve Kadın Doğum Hastanesi’nde makamsız düz bir memur olarak çalışıyor.

İşte hak etmediğiniz yerlere birileri, birilerinin desteği ile gelir.

O koltukların büyüklüğüne kapılıp güç zehirlenmesine girersen koltuk da, makam, mevkide bir anda altından kayar gider.

Siyasette de, ticarette de “ne oldum” demeyeceksin, “ne olacağım” diyeceksin.

Koltuğa oturunca birilerinin koltuklarını altından almak için yalandan soruşturma açtırmayacaksın.

Zonguldak’ta TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilerin Zonguldak teşkilatlarında huzursuzluk hat safhada, “yok” diyenler banim külahıma anlatsınlar.

Beyler zamanı geldiğince yapanlar, yaptıklarını delilleri ile benim bu köşemde okuyacaktır.