Bu Zonguldak’ın dertleri bitmez.

Birileri iyi bir şeyler yapmak için uğraşır, birileri de sırf dedikodu üretmek, yapılan iyi işleri eleştirmek, insanlara iftira atmak için adeta yarışıyorlar.

Bu şehirden öyle insanlar geldi, geçti ki kimileri hala namıyla, yaptıkları eserler, yatırımlarla anılıyor.

Kimileri dua, kimileri de beddua ile anılıyor.

Bu günde, yarın da aynısı olacak.

Bu şehir onun için bir adım ileri gitmiyor.

Şehre hizmeti kim yapacak?

Başta iktidar partisi siyasileri ve diğer partilerin siyasetçileri ama Zonguldak’a bakıyorsun siyasi partiler içindeki kavgalardan şehre hizmet yapamıyorlar.

AK Parti milletvekillerinden, teşkilatlarına kadar her kesim kendi aralarında iç hesaplaşma peşindeler.

Koskoca Zonguldak kimleri konuşuyor.

AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun, Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçek, Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, eski Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan ve Milletvekili Hamdi Uçar.

Efendim o onu istemiyor, o falancının aleyhinde bir yerlere servis yapanlar, dün aynı gemide seyahat edenler bugün başka gemilerde yolculuk yapıyorlar.

Böyle olunca kirli çamaşırlar da meydana çıkıyor.

Yazan, yazana, konuşan, konuşana!

Zonguldak 2 aydır bunlarla çalkalanıyor.

Bu şehir 3 ay Kızılayı konuştu.

Bu şehir 6 ay Mustafa Çağlayan’ı görevden aldırmak için uğraştı, aldırdı.

Bu şehir bir yıldır AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun’u görevden aldırmak için çok uğraştı.

Bahisler oynandı, aldıramadılar.

Hala daha uğraşıyorlar.

Her bayram son diyorlar, bir türlü beceremediler.

Geçen hafta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz Zonguldak’a geldi, teşkilatlarla toplantı yaptı.

Hem teşkilat başkanlarına, hem de eski Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan’a başarılarından dolayı methiyeler düzdü ve özellikle Çağlayan’ı tebrik etti.

Zonguldak’takiler bilmiyorlar ki,  Genel Merkez Zonguldak’ta olan bitenlerin hepsinden haberleri var.

Kimin çalışıp, kimin dedikodu yaptığını en iyi onlar biliyor.

Şehirde az da olsa bir hizmet yapılıyor.

Birlik ve beraberlikle hizmetleri nasıl fazlalaştırınızın hesaplarını yapacaklarına dedikodu, karalama kumpanyası kurmuşlar şehirde.

Paralı kalemler tutmuşlar insanları kötülemek için.

En iyi yaptıkları işlerden biri de satılık kalemlerle insanları karalamak.

İnsanlar birbirlerini sevmek mecburiyetinde değil ama hizmet olunca birlik olmak zorundadırlar.

Bu millet seçimlerde onun için gönlündeki siyasi partilere oy veriyor.

Gün şantajcıların günü.

Bu şehir çok şeyleri gördü.

Bu şehir emniyetin, bazı kurumların içinden bazı yetkililerin bazı insanların, iş insanlarının özel bilgilerini, satılık kalem sahiplerine servis ettiler.

O bilgilerle o satılık kalemler dün de, bu günlerde de şantaj peşindeler.

Zonguldak basını adeta içlerinde savaş halinde.

Birileri “ak”, birileri “kara” diyor.

Zonguldak basını kamuoyunda güvenirliğini kaybetti.

Basın ne yazarsa yazsın kimse artık umursamıyor.

Bunları yazan, çizenler kendi bahçelerinin, kapılarının önlerine bakmıyorlar.

Bu basını bu hale getirenler kim?

Başta siyasetçiler, bürokratlar, bazı iş insanları.

Çünkü sonuçta; koltuk, rant olunca arkadaşlık bir anda geri planda kalıyor.

Bu şehir birlik ve beraberliği nasıl sağlar.

Herkes kendi görevini yapacak.

Kimse kimsenin işine karışmayacak.

Kendileri geri planda kalıp, birilerini piyon olarak tutmayacak.

Satılık kalemlere birilerini servis etmeyecek.

Şunu bilmiyorlar;

Hiçbir şey gizli kalmıyor ama bir gün, ama bir yıl, ama 10 yıl sonra tüm gerçekler ortaya çıkıyor.

Belediye Başkanı Ankara’dan ne isterse alıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum Zonguldak’a çok güzel bakıyor, yağdırıyor.

Kimin sayesinde Uzun Mehmet Camiisi’nin sayesinde.

Belediye Başkanı Ömer Selim Alan sayesinde. İl Başkanı’nın, ilçe başkanının sayesinde. Daha ne isteniyor.

Niye iç hesaplamalar hizmetin üstünde tutuluyor.

Bu derenin altından daha çok sular akacak.

Seçimlere yakın zamanlarda; dostlar, düşman. Düşmanlar dost olacaktır.

Satılık kalemler yine kendilerini ona göre dizayn edecekler.

O zaman geldiğinde benim de kimsenin bilmedikleri önemli bilgileri, belgelerle, şahitlerle yazacağım.