Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yürütülen ve 5-9 Haziran tarihleri arasında kutlanan Türkiye Çevre Haftası etkinlikleri çerçevesinde Zonguldak’ta “Temiz Deniz, Temiz Dünya” temalı etkinlik gerçekleştirildi.

Sahilde düzenlenen Çevre Günü kutlamalarına Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer selim Alan, il jandarma Komutanı kıdemli Albay Cezmi Yalınkılıç, il Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürü Şenol Ayyıldız, daire müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Çevre ve Şehircilik Zonguldak İl Müdürü Şenol Ayyıldız ve beraberindeki heyet Türkiye Çevre Haftası programı çerçevesinde Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz’ı ziyaret etti. Program sahil alanına depremzedeler anısına denize çelenk bırakılması ile deniz ve çevre konulu resim sergisinin gezilmesiyle devam etti.

Zonguldak sahilde düzenlenen etkinlikte açılış konuşması yapan; Zonguldak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürü Şenol Ayyıldız şunları ifade etti. 

AYYILDIZ:  ÇEVRENİN KORUNMASI KONUSUNDA FARKINDALIK YARATILABİLİR

“Ülkemizde deniz ve kıyı bölgelerinin sunduğu imkanlar nedeniyle hızla artan endüstriyel faaliyetler sonucu kurulan sanayi tesisleri özellikle kıyı alanlarında yoğunlaşan kentleşme, kara ve denizde gerçekleştirilen turizm faaliyetleri, deniz taşımacılığı ve iç bölgelerde yüzeysel sular vasıtasıyla gelen evsel ve endüstriyel kaynaklı kirlilikler nedeniyle kıyılarımız önemli çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çevresel sorunları önleyebilmek için bireysel, kurumsal ve yerel yönetimler genelinde çalışmaların yaygınlaştırılması gerekmektedir. Ancak bu sayede çevrenin korunması konusunda farkındalık yaratılabilir.” dedi.

TUTULMAZ:  ÇEVREYE YÖNELİK VERİLEN ZARARLAR DA ARTMIŞTIR

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz da yaptığı konuşmada; “İnsanoğlunun refahtan faydalanmaya başlamasıyla veya refahı tatmasıyla beraber çevreye yönelik verilen zararlar da artmıştır.” diyerek;  “Başlangıçta insanoğlu sadece karnını doyurmak ve güvenlik ihtiyacını sağlamaya yönelik bir çabanın içerisinde iken zaman içerisinde daha ortamlarda yaşamak, daha iyi evlerde yaşamak, daha iyi araçları kullanmak, daha konforlu ısısı düzenli, serinliği düzenli bir ortamda yaşamaya yönelik gayretleri sonucu çevreye de her geçen gün belirli bir oranda zarar verilmeye başlanmıştır. Bu zararın belirli bir orana kadarı kabul edilebilir olmuştur ancak bu oranı aştıktan sonrada daha büyük problemleri beraberinde getirmeye başlamıştır.

İklim değişikliği önümüzde gördüğümüz, günlük hissettiğimiz durumdur. Bazen yağışların fazlalığından bazen yağışların olmamasından, bazen sıcakların fazlalığından bazen soğukların fazlalığından günlük olarak bunu hissediyoruz. Tabi günlük olarak gördüğümüzün ötesinde insan sağlığına büyük bir oranda zarar vermeye başlamıştır. Bu çerçevede 1972 yılından beri değişik etkinliklerle çevreye önem verilmeye çalışılmasına rağmen, bugüne kadar gelinen aşamada da çevreyi yeterince koruyamıyoruz. Çünkü insanoğlu maalesef her geçen gün daha iyisini elde etme adına çevreye çok ciddi zararlar vermektedir.

Dünyanın iklimine en fazla zarar veren ülkeler batılı ülkelerdir ve o ülkeler belli bir refah düzeyine ulaştıktan sonra diğer gelişmekte olan veya geri kalmış ülkelerin kalkınmasının önünde bir engel olarak bu çevre korumacılığını öne sürmektedirler. Rekabet içinde olabilmemiz için, kalkınabilmemiz için, günlük hayatımızı daha iyi bir konuma getirebilmemiz için madenler başta olmak üzere çevremizden faydalanacağız. Ancak bunu bir denge içerisinde yapmamız lazım. Tüketmek insanlık için ama bunu mümkün olduğu kadar yarış içerisinde değil, rekabet içerisinde değil ihtiyaç odaklı bir tüketme içerisinde olmalıyız. Bunu yaptığımız zaman iklimimizi de koruruz çevremizi de koruruz. Aynı zamanda da geleceğimizi daha iyi kurgularız” dedi.