
Zonguldak şehri neden hiçbir zaman gerek istihdam, gerek
ekonomi, yatırım yapılan iyi bir icraatlarla anılmıyor.
Zonguldak gerek ülke genelinde, gerekse kendi içimizde
hep kötü anı ve icraatlarla anılıyor.
Oysa bu şehir eskiden sanayisi, ekonomisi, kömürü,
siyaseti, bakanları ile Bölge müdürlükleriyle birçok genel müdürlükleri ile
Türkiye’nin her zaman gündeminden düşmezdi.
Bu günlere bakalım;
Şehir adeta her alanda gerilere doğru gitmiş, şehir
şehirlikten çıkmış, bir modern köy durumuna getirilmiş.
Zonguldak’ta çarkların hiçbir dişlisi çalıştırılmıyor.
Yasalara göre değil kişilere, kişilerin boyuna
kravatlarına göre işler duruma getirildi.
Bakıyorsun kurumlarda asaletli il müdürleri yerine
vekaletle yürütülen müdürler, amirler var.
Valiler geliyor birkaç proje hazırlıyor, tam da
uygulamalara geçirecek hop birilerinin ayağına basmış Valinin tayini çıktı.
Eski Vali Erdal Ata Bey, bu sahil projesini gündeme
getiren, birçok projeleri işleme koyan Vali Erdal Ata’ydı.
Sonraki valimiz Ahmet Çınar Bey o projeler ve daha başka
yatırımlar için uğraşırken, hooooppp onunda tayini 16 ayda Merkeze.
Bizim siyasetçiler demiyor ki, “Ankara ne oluyor?”
Dediğimden anlayan bazı şeyleri anlamıştır.
Bazı grupların, kişilerin nemalarına, saltanatlarına
zarar geliyor.
Zamanın birinde, bazı insanlar dağın tepesindeki evinin
mutfağını biraz değiştirirken, her halde
komşularından şikayet olmuş ki,
zabıtalar gelmiş inşaatı durduruş
ve mutfağa mühür vurmuş. İnsanlar mağdur olmuş. “Dağın başında kime ne zararım
var” demiş. 3 kadın düşmüş yola inmiş
şehre çare arıyor.
Devletin bazı kurumlarına gitmiş çare yok. Vilayete
gitmiş bir odanın önünde kravatlı birini görmüş, soluk soluğa o kişiye birisini
sormuşlar.
O da o 3 kadına “ne yapacaksınız” demiş. Mağduriyetlerini
anlatmış insanlar.
“Bazı kodamanlar çarşının göbeğinde adaletin, valinin,
belediyenin, yetkililerin gözleri önünde hanlar, hamamlar, villalar yaparlar
onlara ses çıkaran yok, bizim yemek yapacak mutfağımıza laf ediyorlar”
demişler.
O kravatlı bey de şöyle demiş;
“Siz gidin inşaatınızı yapın eğer zabıta gelirse 5’e 10
kalasla kovalayın, daha gelmezler” demiş.
Aradan seneler geçmiş o vilayette bulunan bir bey,
bayanlardan birini görmüş.
“Ne yaptın evin mutfağını” demiş.
Kadıncağız “senden Allah razı olsun, dediğini yaptım,
zabıtaları kovaladım, mutfağımı bitirdim. Ne gelen var, ne de giden var” demiş.
Bu olay eski bir Belediye Başkanı zamanında olmuş ve
gerçek bir olay.
İşte Zonguldak ne yoluna yapılan bir yatırımı, ne
kurumlarında gözle görülür bir icraat yok.
***
Bakın yaz geldi, sahil ve deniz kıyıları pislikten
geçilmiyor.
Kozlu sahili akşam meyhanecilerin, akşamcıların yeri
oldu. Alkol şişeleri, pislikler, kumsalda.
Kozlu Belediyesi
uyuyor.
Vatandaşlar mikropların içinde denize giriyorlar.
Belediyenin bazıları ağlıyor, ”para yok” diyorlar. Ama
Belediye meclis üyelerinin bazılarına para kazandırırken para buluyorlar.
Belediye Meclis üyelerinden bazıları Belediye’ye kepçe,
araç kiralıyor. Paraları da tıkır tıkır alıyorlar.
***
Zonguldak’ta bir Müftülük var.
Kaç senelerdir birçok icraatlarda sınıfta kalıyorlar.
Yapılan imamlık ve müezzinlik imtihanlarında torpiller
işliyor.
İmamın torpili olur mu, oluyor?
İmamları
denetleyen yok.
Koltuklarından kalkamıyorlar ki!
Pazar günü bir camiye gittim. Saat 12.00’ye kadar cami
kapalı.
Vatandaşlar öğlene kadar namaz kılmayacak mı? Kur’an
okumayacaklar mı?
Daha bunun gibi neler var neler.
İşte Zonguldak’tan bazı gerçekler.
***
İnsanlar hak, hukuk, adaletin herkese aynı uygulanmasını istiyor.
Sırtı kalın olana “ye, yap, geç, sat” derken, garibana
yamalı pantolonlu vatandaşa hak, hukuk, adalet dersi verip kapından
kovmayacaksınız!
