
Yeni Adli yıl törenle başladı. Zonguldak Baro Başkanlığı
tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunulup, Saygı Duruşu ve İstiklal marşımız
okundu.
Törende konuşan, Zonguldak Baro Başkanı Özel Eroğlu
şunları söyledi.
Haksızlıklar önünde eğilmeyen çok değerli meslektaşlarım.
basın yayın kuruluşlarının değerli temsilcileri hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Hiçbirimizin geçmiş de benzerini yaşamadığı pandemi ve
eşzamanlı gelişen Avukatlık Kanunda yapılmak istenen kısmen de yapılan
değişikliklerle sözlerime başlamak isterim. Bizim için maalesef 2019 -2020 adli
yılı altı aylık bir yıl oldu.
Pandemi yasakları, yazıhanelerin kapanması kazançların
kesilmesi ve halkımızla birlikte büyük mağduriyetlerin yaşanmasına neden
olmuştur. Süreci Zonguldak Barosu olarak çok yakından izledik. Özellikle genç
meslektaşlarımızın mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için bekleyen CMK
ücretleri. Adli yardım ödemeleri .uzun süre bekleyen beraat vekalet ücretleri
destek fonlan , ihtiyat akçeleri ve bakanlıktan sağlanan ödeneklerle ödendi.
Ayrıca web sitemiz aktif kullanıldık tüm değişiklik ve önlemleri günlük olarak
yayınladık. Yine süreçte yaşlı avukatlar bizzat tarafımdan tek tek aranarak bir
ihtiyaç ve mağduriyetleri bulunup bulunmadığı takip edilmiştir.
Pandemi yasaklarıyla örtüşen günlerde birde Avukatlık
Kanununda yapılmak istenen değişikliklere karşı mücadele ettik. Yapılmak
istenen değişiklik çoklu baro nisbi temsil,barolara kayıt zorunluluğu olmaması
ve AV.K.76 ve 95.Md.lerinde yapılmak istenen değişiklikti. Başkanlar olarak
karşı çıkarken önce ikna sonra eylem tercihinde bulunduk. Özellikle sürece
dahil olmak istedik. Bazı değişiklikleri bizimde istediğimizi barolarda
yapılacak değişikliğin barolarla görüşülmesi gerektiğini ısrarla dile getirdik.
Bizim insan haklan ve hukukun üstünlüğü konularındaki
ihlallere müdahalemiz her iktidarı rahatsız eder ve edecektir. Bu sorunlara
müdahale terbiye edilmiş susturulmuş avukatlıkla olamaz. Biz iktidarın yargı
kolu gibi faaliyet gösteremeyiz. Susturulmuş avukatlığı kabul edemeyiz. Dedik
ki biz siyaset yapmıyoruz, asıl siyaset barolarda çoklu sisteme geçilmesi
halinde yapılır. Baroların kaynağı yasa olmayıp doğal hukuktur insanın doğuştan
sahip olduğu eşitlik, adalet, yaşam hakkı gibi zamana ve mekana bağlı olmayan
hakların güvencesi olmaktır. Çoklu baro. Baro yapısına uygun değildir. Baro
kurmak için sayısı az olanın sayısını artırmak. Sayısı çok olan baroyu 2000 nin
altına düşürmek için yapılacak transferler yargıç olacakların iktidara yakın
baroyu tercih ederek mülakatta avantaj sağlamak istemeleri hakimlerin vekalette
eğilimi belirli baro avukatlarına göre karar verebilecekleri gibi siyasileşme
sakıncalarını dile getirdik. Bu tezimizi birçok basın açıklaması ve bildiri
yayınlayarak, 19 mayıs ve 1 haziranda da başkanlar bildirisi yayınlayarak dile
getirdik. Pandemiye aşabilmek için onu aşkın başkanlar toplantısı yaparak karşı
duruş için sebep ve yöntemleri belirledik.
Nisbi temsilin yönetim veya delege bazında olmasının artı
eksilerini baroya kayıt mecburiyeti olmamasının sakıncalarını ısrarla dile
getirdik.
Adalet Bakanı Kamu Baş denetçisi ve parti grupları ile
gece yarılarına kadar toplantılar yaptık. Her toplantıda Zonguldak Barosunu
temsilen görüşlerimizi açıkladık ve tezlerimizi savunduk.
Sonuç alınamayınca da eylem sürecine geçtik. Eylem
konusunda değişik görüşlerin olduğu başkanlar grubuna her ilden Ankara'ya
yürüyüş önerisini ben sundum. Büyük kabul gördü. Bunun üzerine yürüyüşe
başladık. Bir grup değerli meslektaşlarca adliyeden Zonguldak çıkışına kadar
birlikte yürüyerek eylemi başlattık. İlk gün 22 km. Beycuma yol ayrımına kadar
yürüdüm. Son gün Ankara, Düzce, Bolu ve Kocaeli Baro Başkanlarının katılımı ile
Büyük madenci yürüyüşünün bittiği yerden madenciler haklarım alıp burada
bıraktılar. Biz henüz hiçbir şey almadık diyerek yürüyüşe başladık. Ankara girişinde
başlayıp Anıtkabirde sonlanacak final yürüyüşümüz polis tarafından engellendi.
Kordona alındık ve ertesi gün öğle saatlerine kadar orada tutulduk. Sizlerin
ortak gücü yasadışılığı sonlandıran güç oldu ve yürüyüşümüze devam edip
eylemimizi Anıtkabir'de sonlandırdık.
Adalet komisyonunda yasa görüşülürken yetmiş civarında
başkan TBMM si önünde yine sabahlara kadar komisyona kabulü ve görüşlerimizin
alınmasını bekledik.
Son olarak ta sabaha kadar süren meclis görüşmelerini
Kuğulupark'ta sabaha kadar bekleyerek etki yaratmaya çalıştık, sonrasında
Sıhhiyeye kadar bir grup avukatla birlikte yürüyüp açıklama yaparak da
eylemlerimizi sonlandırdık. Gerçekleri anlattık, anlaşılamadı, fakat bu demek
değildir ki bugün kabul edildi yarın değişmeyecek.
Maalesef şiddet yine geçen yıllarda da vardı bu yılda
devam etti. Kadına, sağlıkçılara, eğitimcilere, özellikle çocuğa ve
meslektaşlarımıza karşı şiddet kısaca toplumun her kesimine karşı.
Her yıl ortalama 500 e yakın kadın öldürülmektedir. Yine
Emine Bulut-Şule Çet-Ceran Damar-Pınar Gültekin’ler ve daha birçok kadın
hunharca katledildi.. İstanbul sözleşmesi tartışılıyor-delil sistemine dönülsün
deniyor. Terör denilebilecek seviyedeki bu insanlık suçu boyutuna ulaşan bu
sarmaldan kurtulmak için pozitif ayrımcılığı sürdürmek zorundayız. Zonguldak
Barosu olarak bu tartışılmasını yersiz buluyor İstanbul sözleşmesini
destekliyoruz. Kısaca İstanbul Sözleşmesinden çıkılamaz,
Bi diğer şiddet biçimi olan ve meslektaşlarımıza
mahkemelerde uygulanan sözel şiddette kabul edilemez. Bu şiddetle ilgili yargı
mensuplarının yarısının FETÖ nedeniyle uzaklaştırmasına hakim ve savcıların
genç ve deneyimsizliğine sığınılamaz. Herkes yasalara uygun davranmak ve
birbirine saygı göstermek zorundadır. Keyfilik kabul edilemez. Acilen yargı etiği
inceleme kurulu kurulmalı ve bu konulara hızla çözüm bulunmalıdır.
Esasen davranışların temelinde yatan neden kadrolaşma ve
liyakatsizliğin devam ettiği gerçeğidir... Ayrıca bu durum kanunilik ve
masumiyet ilkelerinin görmezden gelinmesinin de sebebidir.
Birinci yargı paketi sadece küçük iyileştirmeler
yapabilmiş sorunları çözememiştir. Hakim ve savcıların kapıları avukatlara
kapalıdır. Emekli maaşları insan haklarına aykırı, komik miktarlardır. Bazı
davalarda %8 e indirilen KDV oranları bütün davalara teşmil edilmelidir.
Mesleğin faaliyet alını arabuluculuk kapsamı genişletilerek, uzlaşma ise
avukatlar dışındakilerce yapılarak daraltılmaya devam edilmektedir. Anayasanın
138 ve 160.md.leri arasında düzenlenen yargı faslında savunmadan bir kelime
dahi bahsolunmaması demokrasi ayıbı olup meslektaşlarımızca topyekün
dillendirilmeli mücadelesi yapılmalıdır. Taraf vekilleri tabiri kullanılarak
salondaki avukatlarında vatandaşla birlikte dışarı çıkartılmasına imkan
sağlayan insan unsurunu mahkemeden dışlayan yeni değişen HMK
151.md.dcğişikliğide yargıda aleniyet ve şeffaflığa aykırı aykırı buluyor
.bakış açısını, bu zihniyeti kabul etmiyoruz.
Eğitim konusunda çok gayret gösterilmişse de pandemi
yasakları aksamaya neden olmuştur. Bu konuda önce staj komisyonundaki komisyon
üyesi ve eğitimlere destek veren kıymetli meslektaşlarıma özveri ve
gayretlerinden ötürü çok teşekkür ediyorum.
Eğitim faaliyetlerimiz Sayın Şeref Kısacık kat mülkiyeti,
Sayın Prof.Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu seri muhakeme basit yargılama,8.1 İD
Üyesi Sayın Nadir Meraf’in Mal Rejimi konularında seminer vermeleri ile sürdü.
21.HD üyesi Sayın Bektaş Kır uzun beklendi fakat pandemi yasakları nedeniyle
iptal edilme mecburiyetinde kalındı, yine çevre çalıştayımız ertelendi.
Faaliyetlerimiz çerçevesinde Anıtkabire bir ziyaret
gerçekleştirdik. On yıl aradan sonra bülten çıkardık. Rutin işler gecikmesiz
olarak dahi yürüdü özel idare desteği adli yardımla ilgili takip edilerek geçen
yıllarda olduğu gibi sağlandı. Promosyonda ciddiyetle takip edip kazanım sağladığımız
konulardan biri oldu.
Tüm bu faaliyetlerimizi sizi arkamızda hissederek
aldığımız güç ve yönetim
kurulumuzla birlikte gerçekleştirdik.-Sizlere ve yönetim
kurulumuza da teşekkür ediyorum. Ayrıca bu vesile ile eylemler süresince beni
telefonla arayan güç ve destek veren birçok meslektaşıma ve stajyer
avukatlarımıza da teşekkür ediyorum.
Sevgili meslektaşlarım biz evrensel doğrularla milli
değerleri harmanlayan hukukun üstünlüğünün yılmaz savunucusu, demokratik laik
sosyal Türkiye Cumhuriyetinin
Atatürk milliyetçiliği çerçevesinde vatanın, milletiyle
bütünlüğünden yana taraf kimliğimizle avukatlar olarak meslek örgütümüz olan
barolar, mücadelemizi azimle ve kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Yine
bilinmelidir ki devlet adaletle kaim olup, adalete ulaşımın temelinde yargı,
yargının yargı olabilmesinin temelinde de savunma, avukatlık vardır. Biz
avukatlar rahmet ve minnetle yad ettiğimiz Büyük önderimiz Mustafa Kemal
Atatürk ve silah arkadaşları. Tüm şehitlerimiz gibi Türkiye sevdalısı onurlu bir
mesleğin mensuplarıyız Büyük önderimizin istiklal, istikbal ve hürriyet
adaletle kaimdir sözlerinde anlam bulan adalet savunucusu Zonguldak Barosu
mensupları olarak, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, hak arama hürriyetinin
teminatı olan savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılması, insan haklan ve
demokrasinin gelişmesi için, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da
çalışmalarımızı artarak devam ettireceğimizi, yargının daha bağımsız olduğu,
savunma hakkının önündeki engellerin ve her türlü baskının ortadan kalktığı
adli yıllarda yeniden bir arada olmak dilek ve temenisiyle yeni adli yılın
memleketimiz, meslektaşlarımız, aramızda bulunamayan hakim ve savcılarımız
içinde her zamankinden daha adil bir yıl olmasını diliyor sevgi ve saygılar
sunuyorum.” dedi.
