Zonguldak’a bir faydası olmayıp, devamlı senaryo, dedikodu üretenlere “artık yeter” demek istiyorum.

Bırakın bu Zonguldaklı bürokrasisini, iş insanını, meslek sahibi insanların yakasını.

Nedir sizin bu dışarı bağımlılığınız.

Dışarıdan gelen iş insanları, bürokrasi aşkınız bitsin.

Bir Zonguldaklı müteahhit iş aldı mı bir mimar, mühendis, bir bürokrat bir yere talip oldu başlıyorsunuz hemen karalamaya.

Bu insanların tek suçu Zonguldaklı olup Zonguldak’ta iş yerlerinin olması.

Yetmedi mi, dışarıdan gelenlere el bebek, gül bebek rollerini oynamayın. Ondan sonra Zonguldak’ın doktoru, mühendisi, mimarı, iş insanları,  yatırımcısı Zonguldak’tan kaçıyor.  Sonra da arkasından; “Zonguldak’tan gittiler” oluyor.

İnsanları karalamak çok kolay.

Önemli olan o insanları Zonguldak’a kazandırmaktır.

Bakın; Zonguldak Kömürspor’a dışarıdan birileri gelip, “alacağız” dediler yaygaralar koptu.

“Verin alalım” dediler, “futbolcularımız, ekibimiz, paramız hazır” dediler; iş ciddiye gelince, “borçlara karışmayız, biz takımı alırız” dediler.

Amaç belli.

Bedava takım, bedava kulüp yetiştir futbolcuyu sat sonuç fiyasko.

Nerede ise beni de alet edeceklerdi. Gerçi ben filmin sonunu bildiğim için bazı şeyler yazdım, görüşmeler yaptım, “gelin alın takımı” dedim, Süleyman Caner, Hacı Demir, Hakan’lara söyledim, “verelim” dediler, “yeter ki Zonguldak Kömürspor iyi olsun” dediler, ne gelen oldu, ne de giden!

Yine bu takım Zonguldaklılara kaldı.

Bu takıma rahmetli Ertuğrul Emral, Kerim tanyeri, Şemsi Denizer, Orhan Yücel, Erdoğan Demir, Adnan Aydın, Durmuş Kabakçı, Celal İncekara, Ramis Muslu, Süleyman Caner ve daha birçok insanlara o zaman bu şehir  haksızlık etmez mi.

Bu şehri, Zonguldak Kömürspor’u kimse kirli emelleri için kullanmaya kalkmasın.

Önce herkes kapısının önündeki pislikleri temizlesin.

Kara kutuyu çok yakında açacağım.

Şimdi ben oyun bozucu olmayayım.

Lokman GÜL