13:54 - HÜRDÜŞÜN Gazetesi
14:23 - Lokman GÜL yazıyor
10:29 - TEMİZLİK SÜRÜYOR
15:05 - VALİ HACIBEKTAŞOĞLU İLE GÖRÜŞTÜLER
11:01 - EKREM BAŞKANIN SELAMI VAR!
11:00 - VALİ HACIBEKTAŞOĞLU, OSB PROJESİNİ İNCELEDİ
15:51 - KENT LOKANTASI İZDİHAMLA AÇILDI
11:34 - İSTİFALAR PEŞİ SIRA GELDİ!
19:29 - MİTHATPAŞA’DA ÖZLEM BİTİYOR
17:56 - ERDEM İNCELEDİ, DİNLEDİ
Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı, Türk Büro-Sen Şube Başkanı Kadir Bacıoğlu, Eylül ayında TÜFE’de yüzde 6,3 artış olduğunu belirterek, yıllık enflasyonun da yüzde 24, 5 olduğunu ifade etti.
Kadir Bacıoğlu memurların kayıpları şimdiden 6,4’e yükseldiğini memur ve emeklilere iyileştirme zammı yapılması gerektiğini kaydederek şu açıklamayı yaptı.
“Eylül ayı enflasyon rakamları, ülkemizin nasıl bir pahalılıkla karşı karşıya kaldığının işareti oldu. TÜFE yalnızca Eylül ayında 6,3 oranında artarken yıllık enflasyon da 24,5’e yükseldi. Eski adı toptan eşya fiyatları olan ÜFE’nin de yıllık 46,1’e çıkması, toptan eşya fiyatlarının önümüzdeki dönemde perakende fiyatlarına yansıyacak olması nedeniyle yüksek enflasyonlu dönemlere yeniden dönüş tehlikesini ortaya çıkardı.
Hatırlanacağı gibi 2018 yılı için kamu görevlilerinin maaşlarına ocak ayında 4, temmuz ayında da 3,5 zam yapılmış, temmuz ayında ayrıca 5,15 oranında enflasyon farkı ödemesi yapılmıştı. Böylelikle 2018 yılının tamamı için memur maaşları 13 oranında yükselmişti. Şu anda yılın ilk dokuz ayı itibarı ile enflasyon 19,37 oldu. Dolayısıyla memurların kayıpları şimdiden 6,4’e yükseldi.
Bir tarafta maaşlar erir, alım gücü düşerken diğer tarafta bütün ürünlere fahiş oranda zam gelmesi vatandaşlarımızı alışveriş yapamaz, çarşıya pazara çıkamaz hale getirdi. Ekonomiyi asıl tehlikeye sokacak gelişme, yüksek enflasyondan ziyade alım gücündeki kayıplar nedeniyle piyasa çarklarının durması ve şirketlerin kapanmasıdır. Türkiye Kamu-Sen olarak Milli Ekonomik Model şeklinde adlandırılabilecek önerilerimiz bulunsa da kısa vadede talebin canlandırılması yoluyla ekonomiye can suyu sağlanmasının acilen gerekli olduğunu görüyoruz. Talebin canlandırılmasının yegâne yolu da alım gücünün yükseltilmesinden geçmektedir.
Enflasyon ve durgunluk daha fazla kronik bir hal almadan çarşı pazarın yeniden hareketlendirilmesi, şirket kapanmalarının önüne geçilmesi için kamu görevlileri ve emeklilere iyileştirme adı altında ek bir ödeme yapılmalıdır. Bununla birlikte ülkemizde üretilen ürünlerin tercih edilmesi için yerli ürünlerden alınan vergilerin düşürülmesi önerimiz de mutlaka hayat bulmalıdır. Yapılacak maaş iyileştirmesi ile kamu çalışanlarının ve emeklilerin alım gücü yükseltilirken vergi indirimi, piyasalardaki paranın yurt içinde üretilen ürünlere yönelmesini sağlayacak ve böylelikle çift yönlü bir kazanım oluşturacaktır. Tekraren ifade ediyorum ki, en büyük tehlike enflasyon ve durgunluğun bir arada kronik bir hale dönüşmesidir. Bu tehlikenin bertaraf edilmesi ise alım gücünün yükseltilmesinden dolayısı ile memur ve emeklilere iyileştirme zammı verilmesinden ve yerli üretimin teşvik edilmesinden geçmektedir. Aksi halde yaşanan durgunluğun sürekli bir krize dönüşme ihtimali büyüktür.” dedi.