Seçime 25 gün kaldı. Adaylar seçilebilmek için son kozlarını seçmene projelerini anlatarak sunuyorlar.

Adaylar meydanlara meclis üyeleriyle inince işin biraz renkleri değişti.

Çünkü seçmen adayları tanıyordu, meclis adaylarının çoğunu tanımıyor.

Meclis adaylarının bazılarının namları Tonya’yı aşmış maşallah.

Başkan adaylarına bu kötü namlarından dolayı zararları dokunuyor.

Geçmişleri karanlık, halk tarafından sevilmiyorlar.

Bir de partilerin ne hikmetse il, ilçe binalarında garip bir şeyler oluyor. Binaların her ne hikmetse odalarının bazılarında, bazı yöneticiler özel görüşmeler yaptıklarının haberlerini alıyorum.

Bazı insanlar dertlerine çare aramak için gittikleri partilerde bazı yönetici zübükler, ne hikmetse insanların temiz duygularıyla oynuyorlar.

En çok da iş vaatleri var ya.

İş vaatleriyle insanlarla özel ve gizli görüşmeler ve simsarlar ortalarda.

Çok yakında acaba bir bomba patlar mı?

Bir partide şu an pimi çekilmiş birinin elinde duruyor!

Ya patlayacak ya da pimi tekrar yerine koyacak.

Eninde sonunda patlayacak.

Bu aralarda 1+1 daireler revaçta!

Herkes özel görüşmeleri 1+1’de yapıyor!

Hele hele de denizi görüyorsa 1+1’ler değmeyin keyfine.

Şimdilik bu kadarla kalsın.

Adaylara gelelim;

Bazı adaylar, aday olurken teşkilatlar, vekiller hiç mi bunların geçmişlerini araştırmıyorlar.

Adamların geçmişi tam bir rezalet.

Adayı da öyle meclis adayları da öyle.

Tabii ki biz tüm partilerin adaylarını kast etmiyoruz. Şaibeli adaylar için geçerli.

Herkes hovarda olur ammaaaaa? Ammaaaaası var işte sonra dayak yersin, namı Kilimli, Çatalağzı, Muslu, Filyosları aşmış tefecisi, ihalecisi, müteahhitlerin yazıhanelerinden çıkmayanlar millete “zemzem suyu” diye su içirenler mi, Amerika’ya gidip, “Umre’ye gittim” diyenler mi.

Saymakla bitmez.

Seçimden sonra tüm partilerde kıyametler kopacak.

Dost görünüp hainlik yapanlar mı, bilgileri rakiplerine ulaştıranlar mı, adaylarının seçilmemesi için uğraşıp teşkilatların değişmesini isteyenler mi?

Yazılacak çok şey var.

Ama seçimden sonra belgelerle.

Şimdi yazsak dostlarımıza zararımız olur.

Bizim dostluklarımız pazara kadar değil, mezara kadardır.

Tabii ki bilenler bilir, bizden söylemesi.

***

BAYBURT’UN CAMİSİ

Tır parkında yaklaşık 2 sene önce bölgedeki binalar yıkılıp 7 bin kişilik bir protokol camisi yapılacaktı.

Birçok iş adamı ve Zonguldak esnafı mağdur oldu. İşyerleri yıkıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu caminin üzerinde çok durdu.

Her gelişinde inşaata uğradı ve cami inşaatının 23 Mart 2018’de temeli atılırken, Bayburt inşaatın sahiplerinden bir yetkili şöyle demişti.

“Allah’ım sana şükürler olsun. Bana böyle güzel bir eseri, camiyi yapmama vesile olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum”

Buraya kadar güzel.

Kazı yapıldı, kazıklar çakıldı, inşaat alalında hafriyatlar öylece bırakıldı.

Bayburt inşaat tüm makine ve malzemeleri de alarak ortadan kayboldu. Taki 2 ve 3 Mart günü birden tır parkında cami inşaat alanında bir çalışma bir gecede dağ gibi hafriyat gitmiş ve alan temizlenmiş ve bir makine ile bir kamyon alanın içinde.

Bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz demezler mi!

Beyler birkaç tane de Bayburt inşaatın elemanları da inşaatta duruyor.

Niye acaba!

“Cumhurbaşkanı  inşaata girerse biz ne deriz!”

Uzun lafın kısası;

Yine protokol camimiz başka seçimlere kaldı olan limanımıza, esnafımıza ve buradan yapılan ihracatlara oldu.

Şehrin ekonomisi en az yüzde 50 daraldı.

Bilen bilir.