Geçen hafta Zonguldak’taki yağışlardan dolayı Belediye ve başkanlar sınıfta kaldı.

Allah’tan o sağanak yağışlar biraz geç saatlerde yağmış olsa veyahut o yağışlar bir saat daha fazla yağsa Zonguldak 1983 ve 1987’deki sel felaketinin aynısını yaşardı.

Belediyelerin, başkanların suçu ne?

Ulusal TV’ler 2 gün Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinde sel uyarıları yaparken, bizim belediye başkanları ne yapıyordu, niye tedbirleri almadılar.

Bu tür sağanak yağışlarda, afetlerde acil bir hazır ekipler olurdu eskiden. Eğer Belediyeler uyarıları dikkate alsalardı, rögarların başlarına ekipler diker ve rögarlar açık tutulurdu.

Sel olmuş, vatandaş mağdur olmuş efendim al ekibini çık çarşılara, boy göster!

Millet sizin boyunuzun ne kadar olduğunu biliyor.

Benim gördüğüm kadarı ile yollar, mahalleler perişan.

Yollar yarılmış, caddeler pislikten geçilmiyor.

Allah’ım bizlere acıdı ki, ucuz atlattı Zonguldak ve Kozlu halkı.

Belediyelerin hiçbir katkısı olmadı.

Caddelerde boy gösterip, mikrofonla saat 18.00’de belediye görevlilerini göreve davet anonsu yapmakla sonuç alınmıyor.

Kozlu ve merkez belediyeleri hizmette sınıfta kaldı.

Zonguldak Belediyesi’nin tüm kamuoyunun beklediği asfalt ihalesi Pazartesi günü yapıldı. 4 firmanın katıldığı asfalt ihalesi kesin olmamakla birlikte Öncü inşaat firmasında kaldığı söyleniyor.

Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ve Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş her gün geçtiği yol çökmüş.

Pazar günü iki tane taksi yoldan geçerken araçlarının kartellerini delmiş.

Umurlarında mı?

Pazartesi uyduruk bir şekilde çamur ve çakılla doldurmuşlar.

İşte başkanların becerisi.

Nizam Caddesi’nden vatandaşlar yürüyemiyor, kaldırımlar sağlı, sollu araçların park alanı olmuş. Bedava otopark alanı.

Vatandaşın yürüyecek bir yolu yok.

Benim merak ettiğim; şehri ve ilçeleri, beldeleri bürokrasi mi yönetir, yoksa seçilmiş belediye başkanları mı?

Benim gibi birçok vatandaş da merak içinde.

Ali Bektaş demişti ya;

“Göreve geldiğimde Kozlu halkının, yetimlerin hakkını kimselere yedirmeyeceğim”

Doğru, kimseler değil de, birileri yiyor.

Birilerine 4 kat, 5 kat, birilerine istedikleri kadar imar nasıl iş. Kozlu’da imarları açıyorsun inşallah imarlarda beklenenler olmaz.

Belediye meclisindeki bazı kişilere, belediyenin imkânlarını altın tepsiyle sunmaktan vazgeçersin. Adam meclis üyesi mi yoksa yandan belediyenin taşeronu mu?

Kozlu’da zaten sahillerde, merkezde yasalara göre birçok iş yerleri ve binalarda sorunlar çok olmasına rağmen kurallar garibanlara işliyor.

Adam mekânına bir çivi bile çakamazken, tüm gelirlerini, evini, araçlarını kaybederken yeni müstecirler her şeyi yaparken, yaptırılırken yasaları kişileri göre mi işletiyorsunuz.

Kozlu geçmişinden beri şaibeli asfaltlar, parke döşemeleri, doğrudan temin ihalelerinin bolca olduğu bir ilçe.

Sonuç olarak;

Aynı tas aynı hamam.

Çok merak edilen birkaç ihale yakında acaba bu ihalelerde kimler ön planda mı yoksa arka planlarda mı olacak?

Bekleyelim görelim.

***

KARAMAN BELEDİYESİ

Zonguldak’a bağlı Karaman Belediye Başkanı Servet Üstün’ün geçen hafta köşemde bir iş adamı hakkındaki iddialar vardı.

Bizim işimiz mahkemeye intikal etmiş bir olayı kurcalamak değildi.

Bizim işimiz Karaman Belediye Başkanı Servet Üstün’ün Karaman’daki mağdur olarak iddia edilen insanın ailesine “davadan vazgeçin, işi kurcalamayın” diyerek şovenistliğe kadar işin ucunu getirecek kadar küçülmesi, işi ayrıştırmasıydı.

AK Parti milletvekili Polat Türkmen ve eski Meclis başkanı Köksal Toptan’ı Karadenizli olarak işin içine şovenistlikle çekmek istemesine kızmıştım ve geçen hafta yazmıştım o yazıyı.

Başkan okumuş ve mağdur olarak görülen kızın ailesini arayıp, tekrar bazı telkinlerde bulunması çok yanlış.

Sayın Başkan senin işin Karaman’a hizmet etmek, insanları birlik ve beraberlikle çözümlere ulaşmaktır.

İşini yap ki millet sana “Başkan” desin.

Kim haklı, kim haksız ona mahkeme karar verir.

Karadenizli Polat Türkmen seçimlerde sana Karaman seçmeninden oy istedi.