GÜNAHIYLA, SEVABIYLA…

Son 1,5 hafta… Ağlayanlar da gülenler de 31 Mart akşamı belli olacak.

Ak Parti ve CHP’nin belediye başkan adaylarının çoğunluğu zaten mevcut belediye başkanları…

Yaptıklarının, ektiklerinin ya semeresini alacaklar ya ceremesini çekecekler.

İyi şeyler yapmışlarsa seçmen onları yine koltuklarında tutacaktır.

Diğer partilerin adaylarının neredeyse tamamı yeni isimler.

Elbette onlar da seçimleri kazanabilmenin çabası içindeler.

Merkez ilçe ile diğer ilçelerde AK Parti’nin ya da CHP’nin adayları seçimi alır.

Değişim yönünde sürpriz beklediğim ilçeler ise Ereğli, Devrek. Kilimli için ise acaba diyorum…

Ama beldelerde partiden çok adayların isimleri ön plana çıktığı için partilerden bağımsız her sonuç çıkabilir.

Bazı belediye başkanları ise çalışmalarından çok özel hayatlarıyla, avantalarla, sekreterlerle, imar rantlarıyla, doğrudan teminci müteahhitleriyle tartışıldılar. İşin ilginci o çok tartışılan isimler yine aday yapıldı. Kendi partilerinden aday olan da var, bir başka partiye geçip aday olun da…

Seçmen öyle pek özel hayatla ilgilenmiyor. Yaptıkları hizmetlere bakıyor.

Ama başkanların bazılarının özel hayatları, müteahhit ve özel şirketleri 5 yıldır harıl harıl çalışıyor.

Eh artık onlar da dünyalıklarını yaptılar ama onları doyurmak zor iş.

O 5 yıllık süre içinde sarışın, ela gözlü-mavi gözlü özel sekreter furyası da yaşanmadı değil hani.

Onları anladık da meşhur dönme dolaplara binenler için ne diyeceğiz?

Demek ki koltuk sağlam olunca her meyvenin tadına bakılıyormuş!

Hele hele bir başkan var ki o makamda hiç tutulmaması gerekiyor aslında.

İnançlı insanlara, camilere hakaret eden, kibirli, 5 yıldır belediyesinde akçeli işlerden, ihalelerden soruşturmalar geçiren Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt, yine CHP’den aday oldu.

Meyhanelerde zafer kutlaması yaptığı, kadeh kaldırarak inançlı insanlara, camilere hakaret ettiği iddialarını inşallah bu millet unutmaz.

Devrek, eğer ahdı vefayı bilirse Cemil muhtarın bir hakkı varsa Özcan Ulupınar’a oy verir.

Şeytan diyor ki şu bildiklerini, gördüklerini belgeleriyle, telefon kayıtlarıyla, mesajlaşmalarla ortaya dök.

Ama sonuçta şeytan diyor, uymamak lazım.

Bize de yakışmaz zaten.

Biz diyoruz ki çalışın, devlete zarar vermeyin, hizmet edin.

Özel hayat onların ve ailelerin özel sorunu.

O sorunları kendi aralarında çözerler artık.

Biz o özel hayat kasetlerini ortaya dökmekle insanları tehdit etsek adımız şantajcı Lokman’a çıkar.

Emniyetten milletin özel kasetlerini getiren bir müdürle hiçbir zaman bir işimiz olmadı, olmaz.

Kimselerin bilmeyeceği işleri emniyetten bazı kişilerin birilerine servis etmesiyle de bir işimiz yok.

Bu seçim dönemi gösterdi ki siyasetin bazı yüzleri artık Zonguldak siyasetinde güçlü bir şekilde var olacak.

Bir sonraki seçimde onları yine sahnede göreceğiz. Belki partileri şimdiki partileri olmayacak ama siyasette kendilerine önemli yerler bulacaklar.

31 Mart seçimlerinde bazı partiler ise tabela partisi olmaktan öteye geçemeyecek.

Yeni kurulacak birkaç partinin temelleri o tabela partileriyle atılacak.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, herşeyi en iyi bilir!

O önce çıkar konuşur, ardından birileri de yapar.

Geçtiğimi hafta sonu yaptığı bir konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Sen bizi bırakıp gedemezsin” dedi.

Demek ki 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına göre bir erken seçim olabilir.

Bahçeli diyorsa bir bildiği vardır!

Devlet Bahçeli’nin MHP’den çok AK Parti ve Tayyip Erdoğan sevgisi, aşkı dikkat çekiyor.

Daha birkaç yıl önce ip atmalar, “Seni bu ülkeye Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz, Senden Cumhurbaşkanı olmaz” diyen kimdi?

Bugün “Bu ülke sensiz olamaz. Seni bırakmayız” diyenle aynı kişi mi?

Neresinden bakarsanız bakın, 31 Mart seçimlerine günahıyla-sevabıyla devam eden süreçte az bir zaman kaldı.

Günahlarının ceremesini çekecekler, sevaplarının semeresini alacakları hep birlikte göreceğiz…